Bölüm – 1 | Konuşma Metni

 

Sisli Puslu Okan Bayülgen – Enerjik – Bilgilendirici/Samimi/Doğal

  • Yaşadığımız çevre ile hislerimiz arasında bir bağ var. 
  • Peki dünyayı algılama biçimimizi etkileyen şeyler nelerdir?
  • İçgüdülerimiz sayesinde doğayı asla yadsımayız. 
  • Fakat insan eliyle tasarlanmış kent yapılarımız hakkında her zaman söyleyecek laflarımız vardır. 
  • İçinde yaşadığımız yapılar, sokaklar, meydanlar ne kadar bize hitap ediyor?
  • Ülkemizin mimari olgunluğunu değerlendirmek yerine nesiller boyu aktarılan alışkanlıklarımızı içerisinde barındıran şu mimari temaya odaklanmak istedik; “Türk Evi”.
  • Şimdi Türk Evi’nin izlerini sürmek için yola çıkıyoruz! 
  • Bu topraklarda mimarlık konuşacaksak oldukça eskiye gitmemiz gerekiyor. İlk durağımız Paleolitik Çağ. İnsanı tarihinde ilk kez besin piramidinde en tepeye yerleştiren teknoloji bu çağda gelişmiş. El baltasını kullanmayı öğrenen insan, vücudunun kısıtlı imkanlarına artık mecbur değil. Teknoloji seviyesi el baltasından ibaretken barınma ihtiyacı mağaralarda ve barınaklarda çözülmüş.
  • Ancak tarımın keşfi ile insanoğlu yerleşik hayata geçmiş. Neolitik Çağ’da ağacı ve toprağı işlemeyi öğrenen insan, barınma ve kent kültürünün fitilini ateşlemiş. Üzerinde yaşadığımız Anadolu toprakları ise milyonlarca yıldır insanlık tarihine tanıklık etmiş. Göbeklitepe, Aşıklı Höyük, Hacılar, Çatalhöyük gibi lokasyonlar toprağın nasıl bir barınağa dönüştüğünü bize anlatır nitelikte. Merak ettiğimiz soru şu; Türk Evi’nin kökenleri ne kadar derinlerde olabilir? Yerinde görmemiz gerek.

Not: Yazdıkça aynı başlık ile post girmeye devam edeceğim.

Yorum bırakın